top of page

Mehmet Ali Aydınoğlu

Röportaj

  • Mehmet Ali Aydınoğlu
  • Jun 9
  • 2 min read

“Mobilya bir biçim değil, bir duruştur.”Mehmet Ali Aydınoğlu’nun sektör deneyimi, özgün tasarımları ve ilham kaynakları üzerine içten bir sohbet.

❓ Mobilya sektörüne yıllarınızı vermiş biri olarak, geçmişle bugünü karşılaştırdığınızda en belirgin farklar sizce nedir?

Cevap:1980’li yıllara kadar Türkiye’de modern mobilya tasarımı neredeyse yoktu. Tasarımların tamamına yakını İtalya’nın Milano merkezli çizgilerinden alıntılanıyordu.Ben, 1970’lerin sonundan 1980’lerin sonuna kadar abimle birlikte ortak olduğum Esmer Mobilya döneminde bu anlayışı İstanbul’da tersine çevirmeyi başardım.

On yıl içinde özgün tasarımlar ve renk, boya, malzeme gibi alanlarda yenilikçi uygulamalarla sektörde büyük bir kırılma noktası yarattık.Bu tasarımlar, özgün kampanyalarla desteklendi ve mobilya alıcılarında büyük ilgi uyandırdı.

Zamanla bu modeller taklit edilse de, taklit edilenin Türk bir tasarımcının imzasını taşıyor olması benim için büyük bir onurdu.

❓ 1990’lardan sonra yükselişe geçen İnegöl’ün mobilya sektöründeki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Cevap:Benim sektörden çekilmeye başladığım dönemde İnegöl öne çıkmaya başladı.Minimalist tasarımları, seri üretim uygunluğu, malzeme gelişimi ve teknolojik makineleşme ile büyük bir üretim potansiyeli yakaladı.

İtalya’dan başarılı şekilde uyarlanan modelleri, Türk tüketici zevkine göre adapte ederek büyük bir üretim hacmine ulaştılar.Bu süreçte fuarlarda tam katılım sağladılar ve ihracatı ciddi biçimde artırdılar.

Bugün Türkiye'nin mobilya ihracatının çok büyük bir kısmı İnegöl’den gerçekleşiyor ve bu, yerli üretimin gücünü gösteren çok değerli bir başarı hikâyesi.

❓ Sıkça duyduğumuz “sunta” ve “MDF” arasındaki farkı teknik olarak açıklayabilir misiniz?

Cevap:Sunta aslında bir marka ismidir, teknik adı “yonga levha”dır. MDF ise “Medium Density Fibreboard” ifadesinin baş harflerinden gelir ve sıkıştırılmış, kimyasallarla bağlanmış yoğun bir levhadır.

MDF’nin avantajı suya dayanıklılığı, kenarlarına profil açılabilmesi ve lake boyaya uygunluğudur.Sunta ise masif geçme, zımpara ve kaplama gibi emek isteyen yöntemlerle kullanılırdı.

1990’lı yılların ortalarından itibaren MDF lam ve sunta lam’ın piyasaya girmesiyle mobilya fabrikasyona döndü.Bu hem işçilik ihtiyacını azalttı hem de üretimi sanayileştirdi. Ancak özgünlük meselesi hâlâ tartışmalıdır.

❓ 1980’lerde özgün tasarımlarla sektöre yön verdiğiniz dönem sizin için nasıl bir süreçti?

Cevap:O dönemde adeta başka bir gezegen bulunmuş gibi bir çizgi ortaya koyduk.İstanbul’da modern mobilya pazarında satılan modellerin büyük bölümü artık İtalya değil, benim tasarımlarımın taklitleriydi.Bu durum maddi olarak zarar vermiş olabilir ama manevi olarak tarifsiz bir gurur yaşattı.

❓ Bugün sektöre adım atmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?

Cevap:Öncelikle dürüstlük.Sonra çalışkanlık – biz 40 yıla yakın hafta sonu tatili bilmeden çalıştık.Cesaret çok önemli.Ama her şeyin başı hayal etmek.Hayal etmeden olmaz.

❓ Başarınızın ardındaki en önemli faktörler nelerdi? Kimleri anmak istersiniz?

Cevap:Tasarım konusunda bana güvenen, hiçbir satış kaygısı gütmeden bu yolu açan ortağım ve abim Esmer Aydınoğlu’na teşekkür ederim.Tasarım sürecinde emek veren ustalar:Asım Usta, Erol Usta, Halil Usta – hepsi kendi alanlarında birer ordinaryüstür.Satış tarafında ise:Kemal Bey, Cengiz Bey, Erol Beyve tüm çalışanlar…Her birine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

 
 
 

Recent Posts

See All
Özgün Yaklaşım

“İlham bazen bir gün doğumunun sessizliğinde, bazen tarihin satır aralarında saklıdır.   Yıllar içinde anladım ki; ister mobilya...

 
 
 
İLK'ler

Mobilyada kampanya yapan ilk uygulama (1978, Bağdat Caddesi) Mobilyada sürpriz kampanyalar 1980’li yıllar Mucize + Mobilya Bayramı...

 
 
 

Comments


bottom of page